Size bu yazımda sanat tarihinin en ürkütücü performansı olan “RİTİM SIFIR” isimli deneyden bahsedeceğim. 1960’larda ortaya çıkan vücut sanatı(boy art) akımının önemli bir temsilcisi olan Marina Abramovic 1974 yılında, vücudunun ve seyircinin sınırlarını görmek için Napoli’de Studio Morra’da “RİTİM SIFIR” isimli bir gösteri yapar.
Kendi vücudunun ve seyircinin sınırlarını görmek, aynı zamanda göstermek üzerine tasarlanan bu performans gösterisi, aradan geçen onca yıla rağmen adından söz ettirmeye devam ediyor.
Altı saat sürecek olan bu gösteri esnasında Marina Abramoviç kendisi pasif halde sahnede öylece ayakta dururken, hemen önündeki masaya koyduğu 72 nesnenin seyirci tarafından kendi üzerinde kullanılmasının serbest olduğunu ve bütün sorumluluğun kendisine ait olduğunu masanın üzerine koyduğu bir not ile beyan etmiştir. Bu nesneler, iyiliği çağrıştıran, çiçek, çikolatalı kek, şarap, bal; kötülüğü çağrıştıran, bıçak, zincir, testere hatta yanında bir mermisi bulunan gerçek bir silahı içermekteydi.
Gösterinin ilk iki saatinde her şey çok güzel ve sevecen ilerliyordu. Göstericiler Marina ile tokalaşıyor, ellerine çiçek tutuşturuyor, ona kek yediriyor hatta saçlarını okşuyorlardı.
Daha sonra seyircilerden biri kadına tokat attı. Kadın tepki vermeyince tokat atmaya devam etti. Her seferinde tokatın şiddeti artıyordu. Bu durumdan cesaret alan seyirciler masadaki nesneleri kullanarak kadına zarar vermeye başladılar. Önce üzerindeki kıyafetleri kesip, vücuduna ve yüzüne sin kaflı yazılar yazdılar. Bir saat önce elini sıkan bir seyirci başından aşağıya şarap döktü. Bir kaç seyirci Marina’yı taciz ederken birisi de elindeki bıçakla vücudunun değişik yerlerini çizdi, ciddi yaralar açtı. Başka bir seyirci ise Marina’nın boynunu çizip yaradan sızan kanı emerek yüzüne tükürdü. Tüm bu olanlara tepkisiz kalan Marina Abramoviç, gözlerinden akan bir kaç damla yaş haricinde robottan farksız halde durmaya, gösteriyi devam ettirmeye çalışıyordu. Durum öyle bir yere varmıştı ki seyircilerden bir tanesi masadaki silaha o tek mermiyi koyup Marina’nın başına dayadı. Aklına ne geldi bilinmez, o seyirci devamında silahı Marina’nın eline tutuşturup, sanatçının kendi göğsüne doğru tutturdu. Şüphesiz, Marina’nın kendisini öldürmesini istiyordu.
En sonunda adamın biri kadına tecavüz etmeye kalkışınca nihayet bazıları rahatsız oldu ve Marina’yı koruma çemberine aldılar. Bir kadın, sanatçının göz yaşlarını silerken bir başka seyirci de yaralarını temizlemeye başladı.
Marina Abramovic o an hiç bir şey söylemeden sadece bir kaç adım öne doğru yürüdü ve az önce kendisine işkence eden o kalabalığın gözlerine baktı. Kalabalık ise bir kaç dakika önce işkence ettiği objenin tekrar insan formuna geçtiğini görünce dehşet içinde kaçışarak salonu terk etti.
Marina Abramovic, yaşadığı dehşeti “Gösteriden sonra otel odasına gidip aynaya baktığımda saçımda belirli bir bölümün beyazlaşmış olduğunu fark ettim.” diyerek anlatmıştır. Milgram deneyine benzetilen RİTİM Sıfır deneyi aslında çok daha vahşi sonuçlar doğurmuştur. Milgram deneyinde gönüllülerin çoğu talimatlara karşı çıkıp endişe belirtileri gösterirken, RİTİM Sıfır’da ise seyircilerin yaptıkları şeylerden zevk aldıkları görülüyordu.
İyinin de bir seçenek olarak sunulduğu bu gösteride insanlar kendi tercihleri ile kötü olmayı seçmişlerdir. Gösteriyi izleyen seyirciler, kalabalık içerisinde olmanın insanlara verdiği vasat bir özgüvenle vahşiliğin sınırsızlığını göstermişlerdi. Bu vasat özgüven suçu tetiklerken, kişinin içindeki hayvani dürtüleri harekete geçirir; kişinin, eylemlerinin sonuçlarını düşünmesinin manasız olduğu kanısına varmasına sebep olur. Kalabalık içerisinde olmanın verdiği güç ile suçluluk sorumluluğundan uzak olan bireyler, şiddete dair bir örnek gördükleri için, onu uygulamaktan kaçınmazlar. Toplumsal hayatta ve tarihte de görüldüğü üzere kitlesel bir çok olay küçük ve bireysel bir eylemle başlamıştır.
Bu deney, hiç tanımadığımız ve savunmasız bir insan karşısındaki davranışlarımızı resmetmesinin yanında, uygun koşulları yakaladığımızda ne kadar canice eylemlerde bulunabileceğimizi gözümüze sokmuştur.
Hiç yorum yok