Son yıllarda artan bir hızla devam eden beyin göçü ekonomide yaşanan olumsuzluklarla birlikte rekor seviyeye ulaştı. Vasıflı-vasıfsız gençlerimiz ilk fırsatta yurtdışına çıkma hayali kurmakta ve bunun için gerçekten de çaba harcamaktalar. Önceleri ben dahil tüm arkadaşlarımın böylesi hayalleri olmuştu, fakat bunun için hiçbir çaba sarf etmezdik. Peki günümüzde neler değişti ki, insanlar tüm motivasyonlarını yurtdışında yaşamak için harcamaya başladı?
Tanıdığım birçok arkadaşım, (ki bunların arasında avukat, doktor, başarılı sporcu, mühendis vs. var) ülkemizde normal standartların üstünde paralar kazansalar da yine de başka ülkelere gitmek için uğraşmaktalar. Artık ben bunun sebebini sadece maddi imkanlara değil, güvenlik, gelecek kaygısı, adil yaşam ve fırsat eşitliği üzerinden de yorumluyorum. Örnek olarak; Makine mühendisliği yapan ve bir dönem yanında 50-60 kişi çalışan bir arkadaşım şu an bir Avrupa ülkelerinden birine yerleşmek için gün sayıyor. Ben ilk duyduğumda onun adına çok sevinmiştim, çünkü kendisinin orada da mühendislik yapacağını, belki orada işini daha da geliştireceğini, sonrasında da ülkemize dönüp üretimimize katkıda bulunacağını umuyordum. Fakat kendisine bunları söylediğimde orada başka işler yapacağını (temizlik, benzin pompacılığı, aşçılık gibi) söyledi. Peki burada güzel bir işi varken neden gitmek istediğini sorduğumda, her gencin şu sıralar ağzından düşürmediği gibi “Bu ülkede yaşanır mı artık?” dedi. Eminim ki bunun gibi birçok örnek vardır çevremizde.
Tüm gençler de tabi ki başta ekonomik istikrarsızlık olmak üzere, yukarıda bahsettiğim gibi gelecek kaygısı, fırsat eşitliği ve bence en önemlisi adalet sistemini kafalarına bayağı takmış
durumdalar. Bu ülkede şuanda ne yaşasalar, ne kazansalar da yarınlarındaki belirsizlik gençleri başka arayışlara sürüklüyor.
Peki bunun çözümü ne ve kimin harekete geçmesi gerekiyor? Bunun çözümü özgürlükleri genişletip, insanların düşüncelerini değil onların olumsuz eylemlerini (eğer hukuki değilse)
cezalandırmakta. İnsanlar sırf fikirlerini söylediler, eleştirdiler ve kendilerince bir şeyleri düzeltmeye çalıştılar diye gelecekleri ellerinden alınmamalı. Ekonomik girişimlere destek belirli bir grupla sınırlı kalmamalı. Kurumlara personel alımlarında başarı yeterli olup, illaki bir yerlerden tanıdık aranmamalı. Çünkü “Sadakat liyakatin önüne geçerse bu ülkeden başarı bekleyemeyiz”. Ve gençlerimiz de adaletli olunduğunu görmezlerse bu memlekete değer katamazlar ve mutluluğu daha istikrarlı ve adaletli yerlerde ararlar. Bunun için de devletimiz, hükümetiniz, muhalefet ve kurumlar kısır ve boş tartışmalar yerine, zaten belirli bir yaşın üstünü kaybetmişken en azından altını kazanmaya çalışmalılar.
Hiç yorum yok