Uzun bir yolculuğun ardından şehrime, Sohar’a dönmenin sevincini yaşıyordum. Hayalini kurduğum okyanuslarda uzunca bir zaman geçirmiştim. Yaşadığım maceraları yazmak ve insanlara anlatmak istiyordum. Bir müddet düşündükten sonra pek de macera yaşamış sayılmayacağımı farkettim. Güverteyi temizlemekten öteye geçememiştim. Aklımda kalan ve bir ömür gururunu yaşayacağım tek anı, kahramanlıklarını dinlediğim insan olan Amiral Zheng ile tanışmak oldu. Issız ve uzun gece yolculuklarında güvertede onun kulakta tat bırakan sohbetlerine katılırdım. Onun anılarını dinler ve onun gibi bir denizci olmayı hayal ederdim. Kalemimi aldım ve aklımda kalanları not etmeye başladım. Aklıma Amiral Zheng’in hikayeleri ve anılarından başka bir şey gelmiyordu.

Zheng hakkında her şeyi öğrenmiştim. 1371 yılında Yunnan’da doğmuştu.Özbekistan Buhara’lı müslüman bir Çin Amiraliydi. 11 yaşında hadım edilerek, tutsak alınmıştı. Çin hadım ederek tutsak aldığı çocuklara iyi eğitim vererek sarayda sadece devletin çıkarını gözeten adamlar yetiştiriyordu. Prens Zhu Di, Ma Sinbao’ya Zheng He ismini vermişti. Onun gerçek adını bilen nadir kişilerdendim ve kendimi gururlu hissediyordum. Ona hep Sinbao diye seslenmeyi hayal etmiştim ama o kadar cesaretim yoktu. Şu an yazımı yazarken ona Sinbao diye hitap edeceğim, doğduğunda ona verilen isimle.

.

Sinbao’nun birçok sefer yaptığını öğrendim. Sumatra, Malakka, Cava Adası, Seylan, Hindistan, İran, Arap körfezi, Arabistan, Mısır, Afrika, Tayvan…  Sinbao gittiği yerlerde çok iyi karşılanıyormuş. İyi bir insandı. Aynı dini paylaşıyor olmamızın dışında onun bu denli saygı duyulan biri olması beni sevindiriyor ve ona olan hayranlığımı bir kat daha arttırıyordu. Bizimle seyahat eden gemilerin sayısı bazen 300’ü aşıyordu. Hiç bilinmeyen yerleri; mesela Amerika kıtasını görmüş olduğunu duyuyordum. Afrika’ya seyahatinde birçok askerin oraya yerleştiğini duydum. Sinbao’nun Çinli müslümanları Endonezya ve Malezya’ya götürdükten sonra oralarda İslamiyetin yayılmasında büyük katkıları olduğunu öğrendim. Sinbao’nun zürafaları Çin’e taşıdığı kocaman gemilerinin olduğunu duydum. Zaten Çin’de denizciler 11 Temmuz’da kutlamalar yapıyorlard. Kutlamaların nedeni ise Sinbao’nun ilk büyük seyahatini bu tarihte yapmış olmasıydı.

Tarihte iz bırakan bir insan olabilmeyi hayal eden benim için, Sinbao gibi bir kahramanın anılarını yazmak beni hem çok mutlu ediyor hem de çok  gururlandırıyordu. Hayatını büyük bir hayranlıkla dinlediğim kahraman Sinbao’yu rahmetle anıyorum.