Akıllı cihazların hayatımıza girmesiyle birlikte nesnelerin interneti kavramı ortaya çıkmıştır. Nesnelerin interneti ya da IoT(Internet of Things) fiziki nesnelerin birbiriyle ya da daha büyük sistemlerle bağlantılı olduğu iletişim ağıdır.
İngilizcesi Internet of Things (IoT) olan “nesnelerin interneti”, ilk olarak Kevin Ashton tarafından 1991 yılında yapılan bir sunumda kullanılmış bir kavramdır. Nesnelerin İnterneti, kol saatinden tutun birçok elektrikli cihazın birbiri ile iletişime geçmesine denmektedir.
İlk IoT cihaz 1980’lerin başında Carnegie Melon Üniversitesi’nde icat edildi. Üniversiteden bir grup öğrenci kampüste bulunan kola otomat makinesinde kolaların bitmesi durumunda haberdar olmak için ağ üzerinden otomatın içeriğini rapor eden bir cihaz geliştirdiler. Makineye bağladıkları mikro anahtarlarla makinede kaç tane kutu kola olduğunu ve soğuk olup olmadıklarının raporunu alabildiler.
2000 yılında LG Electronics, internete bağlı dünyanın ilk buz dolabını tanıttı. İlerleyen yıllarda akıllı saatler, akıllı ev sistemleri, akıllı arabalar ve internete bağlanabilen daha birçok cihaz ortaya çıkmaya başladı.
Cihazların internete bağlanabiliyor olması onları akıllı hale getirmiyor, üzerilerinde bulunan çeşitli sensörler sayesinde çevredeki olaylardan haberdar olarak ona göre hareket etmeleri o cihazları akıllı yapan özelliktir. Örnek olarak akıllı süpürgeler, üzerinde bulunan mesafe sensörleri sayesinde herhangi bir engele çarpmadan yönünü değiştirerek evi temizleyebiliyor ya da duman sensörleri duman yoğunluğuna göre yangın alarmı ve yangın söndürme sistemlerini tetikleyebiliyor.
Akıllı cihazların artması bir yandan iyi olarak karşılanabilirken bir yandan da insanları tembelleştirmeye yönelteceğinden kötü olarak karşılayabiliriz ancak benim için ilk seçenek daha baskın geliyor. Çünkü yaşadığımız hayat gittikçe hızlanıyor, her işlemin saniye ile ölçüldüğü bir zamanda yaşıyoruz. Bu durumda akıllı sistemler zamandan kazanç sağlayabilmemiz için bizlere güzel bir avantaj sunmaktadır. Aynı zamanda bu sistemler Siri, Google Assistant, Amazon Alexa gibi dijital asistanlarla uyumluluk göstermektedir.
Örneğin akıllı bir buzdolabınız var. Tatile çıktınız ve tatil dönüşünde buzdolabında ne eksik diye bakarak ona göre alışverişinizi yapar ve eve öyle geçersiniz. Bu da size zamandan kazanç sağlar.
Diğer bir konu da bu cihazların güvenliği.
İnternete bağlanabilen cihazlar aynı zamanda kötü niyetli hackerların hedefi haline de gelmektedir. Örnek vermek gerekirse wi-fi kameralar; eğer böyle bir cihaz kullanıyorsanız mutlaka bu cihaza kullanıcı adı ve şifre belirlemelisiniz, kullanıcı adı ve şifresi varsa da cihazın varsayılanında bulunan bilgilerden farklı bilgilerle bunu değiştirmeniz gerekmektedir. Aksi takdirde o kamera farklı kişiler tarafından da izlenmeye açık olacaktır.
