ÇALDIRAN SAVAŞI

Okuma Süresi:5 Dakika, 13 Saniye

İran coğrafyasında İsnaaşeriyye denilen bir mezhep vardır. On İki İmam, Hz. Ali ile oğulları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in oğlu Zeynelabidin ve onun oğlu ve torunlarının oluşturduğu bir mezheptir. Safevi ailesi de bu mezhebe mensuptur. Bu ailenin amacı Şeyhlikten, Şahlığa geçmektir.
Safevi ismi, Şah İsmail’in dedesi Şeyh Safiyüddin Erdebili’den almaktadır. Bu aile Türk olup, kendilerini Ehlibeyt soyundan geldiklerini göstermişlerdir.

Şeyh Safiyüddin, Erdebili 1253 yılında doğmuştur. 1334 yılında vefat eden Şeyh Safiyüddin’in yerine oğlu Sadreddin Musa geçmiştir. Şeyh Safiyüddin, İran’da büyük şöhret kazanmış, İlhanlı hükümdarı Muhammed Hüdabende kendisini ziyaret etmiştir. Sadreddin Musa’dan sonra yerine Alaüddin Ali ve onun oğlu Şeyh İbrahim geçmiştir. Şeyh İbrahim’den sonra ise tarikatın başına Şeyh Cüneyd geçmiş ve tarikat asıl faaliyetlerine Şeyh Cüneyd döneminde başlamıştır.

Şeyh Cüneyd, Karakoyunlular devrinde faaliyete geçmiş ve Karakoyunlu hükümdarı Cihanşah kendisini sınır dışı etmiştir. Bunun üzerine Anadolu’ya gelerek burada faaliyetlerine başlayan Şeyh Cüneyd, II. Murad’ın dikkatini çekmiş ve sınır dışı edilmiştir. Daha sonra Karaman taraflarına giden Şeyh Cüneyd, Türk aşiretlerini yanına çekmiş ve Samsun – Trabzon dolaylarına gitmiştir. Burada Çepni Türklerini de yanına çekerek Trabzon Rum İmparatorluğuna karşı saldırıya geçmişler fakat bir başarı elde edememişlerdir.

Şeyh Cüneyd, buradan Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın yanına gitmiş; Karakoyunlu hükümdarı Cihanşah’a karşı Uzun Hasan’ın kız kardeşi Alemşah Hatun ile evlenmiştir.
1456 yılında Şirvan hakimi Sultan Halil ile yaptığı savaş sırasında maktul düşmüş, yerine oğlu Şeyh Haydar geçmiştir.
Şeyh Haydar, Gürcüler üzerine seferler düzenlemiş, babası gibi Uzun Hasan’a damat olmuştur. Şirvan hakimi Ferruh Yesar’a karşı muvaffak olmuş. Bu durum karşısında Akkoyunlu hükümdarı Yakup Bey’in sevk ettiği Süleyman Bijen’i bulmuştur. Şeyh Haydar, Süleyan Bijen ile yaptığı mücadeleler sonucu 1488 yılında maktul düşmüştür.

Safevi ailesi, Akkoyunlu hükümdarı Sultan Yakup tarafından İstahr Kalesine hapsettirilmiş ve bunlar Sultan Yakub’un 1490 yılındaki ölümüne kadar burada yaşamışlardır. Sultan Yakub’un 1490 yılındaki ölümünden sonra Akkoyunlu ailesi arasında taht mücadeleleri zuhretmiş; bu sırada Rüstem Bey b. Maksud Mirza, Şeyh Haydar’ın oğullarını serbest bırakmış, onların Erdebil’e dönmelerini müsaade etmiştir.

Bu sırada Safevilerin başında ise Şeyh Ali bulunuyordu. Rüstem Bey’in amacı, Şeyh Ali’yi öldürüp, başa Şah İsmail’i geçirmekti. Bunu haber alan Şeyh Ali, ordusunu toplayıp Erdebil’e gitmiştir. 1494 yılında Rüstem Bey’e karşı verdiği mücadelede Şeyh Ali maktul düşmüş ve diğer kardeşleri de  öldürülerek Şah İsmail rakipsiz kalmıştır. Şah İsmail ise, henüz küçük yaşlarda Erdebil’den müridleri tarafından İmam Ali sülalesinden Geylan hükümdarı Karkeya Mirza Ali’nin yanına kaçırılmıştır.

Akkoyunlu hükümdarlığına II. Bayezid’in yeğeni Göde Ahmed Bey geçmiş, sonra yine taht mücadeleleri çıkmış, tam bu sırada Şah İsmail meydana çıkmıştır. 1501 yılında Elvend Mirza’yı Nahcıvan’da bozup, Diyarbakır’a kaçırmış ve oradan Tebriz’e girmiştir. 1503 yılında Akkoyunlulardan Irak ve Fars hükümdarı Murad Bey’i Hemedan’da bozmuş, Şiraz’ı ve daha sonra Bağdad’ı ele geçirmiştir. 1504 yılında Irak taraflarını tamamen ele geçirdikten sonra II. Bayezid’e elçi ve hediyeler göndermiştir.

Şah İsmail, İran, Azerbaycan ve Irak’ı aldıktan sonra gözünü Anadolu’ya dikmiştir. Çünkü Osmanlı topraklarında da Türkmen nüfusu vardı. Şah İsmail, buradaki Türkmenleri Osmanlıya karşı kışkırtmaya çalışmış, kendi adamlarını gönderip propaganda yaptırmıştır. Çünkü II. Bayezid, yükseliş döneminin duraklama dönemidir. Şehzadeler arasında yapılan mücadeleler, II. Bayezid’in yumuşak siyaseti bunun en büyük örneğidir. Bu dönemde Şah İsmail’in Anadolu’ya yolladığı Rumiyeli Nur Ali önderliğinde Türkmen aşiretleri Tokat civarını zapt etmişler ve burada hutbe okutmuşlardır. Amasya valisi Şehzade Ahmed buraya Yularkıstı Sinan Bey’i göndermiş fakat mağlup olnuştur.

Gerek Hasan Halife, gerek Şahkulu, Antalya civarında büyük şöhret kazanmışlardır. Tam bu sırada Osmanlı içerisindeki karışıklığı fırsat bilerek ayaklanmışlardır. Kaynaklara göre emrinde 10 bin kişi olduğu söylenmektedir. Bu sırada Antalya kadısı öldürülmüş, buralarda isyanlar alevlenmiş ve Kütahya önlerine kadar gelmişlerdir. II. Bayezid ise bu sırada Karagöz Ahmed Paşa’yı bu vazife için memur etmiştir. Ahmed Paşa bu isyan sırasında ölmüş fakat Şahkulu Kütahya’yı alamamıştır.
Şehzade Korkud, olan biteni merkeze rapor etmiştir. Daha sonra Şahkulu kuvvetleri Karaman Beylerbeyi Haydar Paşa’yı da öldürdükten sonra kuzeye doğru ilerlemişler, sefere memur edilen Ali Paşa ile Şehzade Ahmed birleştirmiş ve asileri sarp bir dağda sıkıştırmışlardır. Şehzade Ahmed, saltanat bana verilmiştir dedikten sonra Şehzade Selim taraftarı askerler ile aralarında biat meselesi meydana gelmiş. Tam bu sırada asiler kaçmayı başarmışlardır.

Daha sonra Hadım Ali Paşa, Şahkulu ordusu ile Gedikhanı mevkiinde çarpıştı. Çarpışma sırasında Şahkulu kendisine isabet eden okla öldü ve Kızılbaşlar arasında kargaşa çıktı. Başsız kalan Şahkulu kuvvetleri bozularak İran’a doğru yola koyuldular.

Bu sırada Şehzade Selim, Trabzon Sancakbeyi iken gelişmeleri yakından takip etmiştir. Hatta Erzincan taraflarında faaliyette bulunan Şah İsmail’i o mıntıkadan defetmiştir. Daha sonra Gürcüler üzerine seferler düzenlemiştir. Babasının devlet işlerinin bozuk gittiğinin farkında olan Şehzade Selim, Şehzade Ahmed’in veliaht gösterilmesini öğrenmiş ve babasıyla görüşmüştür. Şehzade Selim, İstanbul’a yakın bir mıntıkada sancakbeyliğine devam etmek istiyormuş. Kendisine Kefe Sancakbeyliği verilmiş. Daha sonra babası ile Karışdıran Ovasında karşı karşıya geldiler ve babasıyla arasında bir ahidname zuhur etti. Anlaşmaya göre II. Bayezid’ten sonra taht Şehzade Selim’e kalacaktı. Fakat Şehzade Ahmed’in tahta geçeceğini duyan Şehzade Selim, babasıyla karşı karşıya gelmiş, babasına karşı galip gelememiştir. Yeniçerilerin isyanları ve Selim taraftarı Veziriazamların hoşnutsuzluğunu gören II. Bayezid, Şehzade Selim’i yanına çağırmış ve 1512 yılında tahtı oğluna bırakmıştır.

Yavuz Sultan Selim, ilk iş olarak kardeşlerini ortadan kaldırıp, tahtını sağlama almıştır. Bu sırada 1513 yılında Safeviler üzerine sefer yapma kararı almış ve harekete geçmiştir. Üsküdar’a otağını kurduran padişah, önce Kayseri, oradan da Sivas’a geçmiştir. Bu arada Anadolu’da isyanlar baş göstermiş, Yavuz Sultan Selim isyanları büyümeden başarılı bir şekilde bastırmış ve elebaşlarının kellesini vurdurmuştur. Sefer sırasında orduda yiyecek kıtlığı yaşanmıştır. Çünkü Şah İsmail’in askerleri, Çaldıran’a gidene kadar yollardaki dereleri kurutmuşlar, ağaçları ve yiyecekleri yok etmişlerdir. Hatta yolda vezir ve beyler dönmek istemiş, Karaman Valisi Hemdem Paşa buna itiraz edince, canından olmuştur. Bunun üzerine Erzincan’a gelen ordu, Tebriz’e doğru yola koyulmuştur.

Nihayet iki ordu 23 Ağustos 1514’te Çaldıran’da karşı karşıya gelmiştir. Yorulan Osmanlı ordusuna saldırmayan Şah İsmail burada büyük bir fırsatı tepmiştir. Şah İsmail casusları vasıtasıyla tuzağa düşmemeye çalışmış ve hep sol kanada doğru saldırmıştır. Sol kanat bozulmuş ve Beylerbeyi Hasan Paşa şehit olmuştur. Bu durum Osmanlı ordusu arasında gizlenmiş, Hadım Sinan Paşa tam zamanında yetişerek Safevilerin sol kanadında bulunan Ustacoğlu Mehmed Han’ı öldürmüş ve Safevi ordusu bozulmuştur. Osmanlılar ateşli silahların avantajından da yararlanarak Safevi ordularını bozmuş ve Şah’ın ordusu mağlup olmuştur.

Yazar Hakkında

İsmail Öktem

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
100 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %
Önceki içerik Çelikten Kadın
Sonraki içerik Hayal, Ütopya ve Ölüme Hazırlık

Average Rating

5 Star
0%
4 Star
0%
3 Star
0%
2 Star
0%
1 Star
0%

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sosyal Medya Hesaplarımız