X Sayfa
X Sayfa
X Sayfa
Sırpsındığı Savaşı

Yıl: 1364

Yer: Bugünkü Edirne'nin kuzeydoğusunda bulunan Sarayakpınar köyü yakınları

Bazı tarihçilere göre adı Çirmen Savaşı ya da Birinci Meriç Muharebesi olarak geçer ama yaygın olarak ve sonuç itibariyle Sırpsındığı Savaşı olarak bilinir. Sındık manası bakımından kırmak, parçalamak veya bozmak olarak çevrilebilir.  Bu bir manada Sırpları kırmak parçalama manasındadır. Nitekim de öyle olmuştur. Aslında değineceğim şeylerden biri de bu baskın niteliğindeki muharebenin olağanüstü bir iş olması dışında olayın mevcut kahramanlarının yaptıklarının kısa bir özeti ve sonucunu unutturmamak adına bir yazıdır. Açıklamak istediğim şu ki bu muharebenin bizim Rumeli'deki 500 yıllık hakimiyetimizin hem ilklerinden  hem de en önemli fütuhatları destekleyen muharebelerden biridir.

Hacı İlbeyi: Asıl ismi bilinmemekle beraber daha çok unvanı ile anılan Hacı İlbeyi, Karesioğulları'ndan Dursun Beye vezirlik yapmış ve Orhan Bey döneminde bu beyliğin bir kısmı Osmanlıya katıldığında  Evrenos, Ece Yakup Bey, Gazi Fazıl Beylerle birlikte o dönemde bölgenin beyliğine atanan şehzade Süleyman'ın emrinde Rumeli fetihlerinde büyük hizmetlerde bulundu. Konurhisar'ın zaptından sonra buranın muhafızı tayin edilen Hacı İlbeyi bu bölgeyi kendine üs yaparak önce Malkara ve İpsalayı ardından Hayrabolu ve Çorluyu akınları yaparak Lüleburgaz'ı ele geçirdi ve üs merkezi olarak burayı kullanmaya başladı. Süleyman Paşanın ölümünden sonra ortaya çıkan karışıklıkta yapılan karşı akınlara başarıyla göğüs gerip güçlü ve liyakat sahibi bir komutan olduğunu gösterdi ve aynı zamanda Dimetoka'yı ele geçirdi. Lüleburgaz'a gelen Sultan 1. Murat'a bunu bizzat kendisi söylediğinde yeni padişahın takdirlerini kazandı.Hacı İlbeyi Sultan Murat döneminde de bir çok fetih faaliyetlerinde bulundu. Bunlardan bazıları Edirne'nin ve Filibe'nin alınmasıdır. Özellikle Edirne'nin alınması Avrupalıları konunun endişeli ve daha dikkatli ele alınmasına yol açtı.

Lala Şahin Paşa: Babasının adı Abdülmuin olmasından dolayı bir ihtimal devşirme olduğu düşünülebilir. Şehzadeliği döneminde Sultan Murat'a lalalık yaptığı için bu şekilde anılmıştır. Süleyman Paşa'nın vefatının ardından Şehzade Murat ile Rumeli'de fetih faaliyetlerine katılır ve Orhan Gazi'nin de vefatı akabinde Sultan Murat tarafından Beylerbeyi unvanı ile bölgeye gelerek Edirne, Filibe ve Zağra'yı aldı.

Yukarıdan bahsettiğim gibi özellikle Edirne'nin alınması Avrupalıların gözünü korkutması ve de Osmanlıların ele geçirdikleri yerleri ivedi biçimde teşkilatlandırıp arazi tanzimi yapmaya başlayınca Sırp ve Bulgar soyluları, Edirne ve Filibe'yi geri almak için Papa vasıtasıyla Avrupayı bir çatı altında birleştirip hareket etmek istiyorlardı. 1364 yılında Filibe'yi Osmanlılara teslim etmek zorunda kalan Rum Kale komutanı Sırp Kralı V. Uros'a sığınarak ona Türkler hakkında istihbarat vermiştir. Türklerin, kuvvet bakımından çok az olduklarından bahsederek Sırp Kralını cesaretlendirmiş; eğer bu işe şimdi dur denilmez ise ileride durumun çok daha vahim olacağını bildirmiştir. Bunun dışında, Papa V. Urban'ın teşviki ile Macar Kralı Layoş'un başını çektiği Bulgar, Sırp, Eflak ve Bizanslılar arasında bir ittifak kuruldu. Aslında Macarlıların yüksek amacı Balkanlarda nüfus kurmaktı. Layoş bu amaç doğrultusunda sefere bizzat katıldı. Müttefikler Türkleri Balkanlardan atmak için Meriç vadisi boyunca Edirne'ye doğru yürümeye başlayınca Edirne'de bulunan Lala Şahin Paşa bu tehlikeden endişe duyarak derhal Bursa'da bulunan I. Murat'a haber göndererek yardım istedi. Hacı İlbeyi, Lala Şahin Paşayı teskin ederek karşı bir saldırı tertip etmek için izin istedi. Lala Şahin Paşa, en azından gelecek olan yardım, bölgeye gelene kadar bir oyalama taktiği olarak düşünmüş olacak ki Hacı İlbeyi'nin bu isteğini kabul etti. Hacı İlbeyi, Meriç Nehrini geçen ve kendilerine karşılık verilmediğinden dolayı rahatça hareket eden düşmanın gafletinden istifade edip riskli bir karar verdi.  8000 ila 10.000 kişi arası akıncı kuvveti ile yaklaşık 65.000 kuvveti bulunan düşman ordugahına üç koldan baskın yaptı. Asıl büyük Türk ordusunun geldiğini zanneden Haçlı Ordusu kargaşa içinde bozuldu. Bir kısmı baskında kılıçtan geçirilirken, bir kısmı da Meriç Nehrinde boğuldu. Sabaha karşı geceden kısmen kurtulan Haçlı birlikleri de aynı akıbeti yaşayıp nehirde boğuldular. Macar Kralı Layoş ise canını zor kurtardı. Bu muharebeden sonra Edirne ve Batı Trakya çok daha güçlü bir şekilde emniyete alındı ve Meriç Nehri tamamen Osmanlı hakimiyetine geçti. Balkan fütuhatı böylece hız kazandı ve olası Macar nüfusu kırılmış oldu. Tabii ki bu sonuç Osmanlının İmparatorluk yolunda attığı en iyi adımlardan birisi olması yanı sıra yetkili fikirlerin, içlerinde değişiklik yaşamasına da yol açtı. Lala Şahin Paşa bu durum karşısında haklı olarak padişahtan yardım istemesi ve emrindeki bir kumandanın çok az bir kuvvet ile kendisinin üç dört katı olan bir düşman kuvvetine yok etmesi, onun padişah ve ordu gözünde küçük düştüğünü düşünmesine neden olmuştur. Şahsi olarak bu kanaate varan Lala Şahin Paşa bir vesile ile Hacı İlbeyi'ni zehirletti ( 1365). Hacı İlbeyi'nin ölümü gerçekten büyük bir kayıptır; fakat bu Balkan fütuhatını durdurmamıştır. Evrenos Gazi, Hacı İlbeyi'nin ailesine sahip çıkmış onları Kırımşa bölgesine yerleştirmiştir. (1390). Onun soyundan gelenler 1924 mübadelesinde Anadolu'ya geri dönmüşlerdir.

Nazım

  1. Zihi devlet kim guzata açıldı

Bulara fazl u rahmet saçıldı.

  1. Buların yönü yolu hakka doğru

Ve ger çok dağ u taşlar aşıldı.

  1. Cihet-i dünya ukba cümle mamur

Ne menziller ki hak guzatı geçirdi.

 

Açıklaması

  1. Ne güzel. Gazilere devlet kapısı açıldı

Bunlara fazilet ve rahmet saçıldı.

  1. Bunların yönü ve yolu Hakka doğrudur

Çok dağlar ve taşlar aşıldı.

  1. Allah gazileri mamur yollardan geçirdi

Dünya ve ahiretin yolunu mamur etti.

 

Süleyman Paşa, Evrenos, Hacı İlbeyi ve Lala Şahin Paşa. Aralarında ne olursa olsun adlarını tarihimize altın harflerle yazdırdılar. Bazı şeyler ne yazık ki imparatorluğa giden bu süreçte yaşandı. Fakat tüm Rumeli onların fetihleri neticesinde Türkleşti. Allah mekanlarını cennet eylesin.

 

Kaynakça: TDV İslam Ansiklopedisi

Aşık Paşazade Tarihi Sy. 50,53,55,109

Halil İbrahim İnal - Osmanlı Tarihi Sy. 67,68

L.S. Stavrianos-The Balkan Since 1453 Sy. 43

Bunları da okumak isteyebilirsiniz

Hiç yorum yok

Yorum Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir