Yaşadığım şeyleri cümlelere dökerken çok profesyonel bir dil ile anlatamayabilirim fakat sizlerin zihninde canlanması, bir yaşantıya örnek olması ve en önemlisi de kendi doğrularınızı bulmaya, hayallerinizi yaşamaya yardımcı olmak için elimden geleni yapacağım.
13 Temmuz 1995 yılında İstanbul’da doğdum. Aslen Kahramanmaraşlıyım.
18 yaşında köyünden göç etmiş; İstanbul’a yeni bir yaşam kurma hevesi ile gelmiş bir ailenin ferdiyim. Evet babamdan bahsediyorum daha 18 yaşındayken eşi ile İstanbul’a gelmiş ve yeni bir hayat kurmak için sürekli çalışmış, bir çok iş denemiş elma şekeri satmış ev temizlemiş hurdacılık yapmış. Ne yapmış ne etmiş ailesine helal para kazanmayı başarmış, harama el uzatmamış ve yanlışa düşmemiş. Bakıyorum da şimdi 18 yaşındaki çocukların sırtında bu kadar yük olduğunu zannetmiyorum. Her neyse ailemden değil kendimden bahsedeceğim. Fakat kendimden bahsederken ailemin bana kattığı değerleri de unutmayacağım .
İstanbul’un Zeytinburnu ilçesinde hayata gözlerimi açıyorum. İlk okul ve orta okulu Faruk Timurtaş İlköğretim okulunda okuyorum. Henüz 7 - 8 yaşlarında çok hareketli bir çocuk olmamdan dolayı annem ve babamın ortak kararı olduğunu söyleyemeyeceğim; dedim ya durumlar çok iyi değil o dönemdeki bir çocuğun spor yapması aile açısından fuzuli masraf olarak görülmesi yüzünden annemin kendi kararı sonucu Tekvando sporu ile tanışıyorum. Spor salonunun evimize çok yakın olması ve dönem itibari ile ailenin, çocuğu dışardaki kötülüklerden korumak düşüncesi ile başladığım bu sporda ileride neler yapabileceğimden kimsenin haberi yok tabi ki.
7 - 8 yaşlarımda başladığım tekvando sporu ortaokula kadar geçen zamanda gelişim göstermekte, gerek spor salonundaki hocalarım gerek okuldaki öğretmenlerim bu gelişimi görmekteydi. Tabi ki bu zamana kadar geçen süreçte salonda bizden büyük olan abilerin yarışmalarını izlemek onları örnek almak ve iyi bir yarışmacı, sporcu olmak için gerekli heves ve hareketliliği sağlamaktayım ve ilk yarışacağım günü hayal ederek çalışmalarıma devam etmekteyim.
Orta okuldaki öğretmenimin müsabaka takvimini takip etmesi ve okul adına dövüşmemi istemesi ile artık ilk yarışma heyecanıma çok yaklaşmışımdır.
Milli Eğitim Bakanlığının düzenlediği benim ilk resmi müsabakam olan Orta Öğretimler arası İstanbul Şampiyonasında 37 kilogram da İstanbul şampiyonluğunu kazanmamla birlikte Malatya’da yapılacak olan Türkiye Şampiyonasına katılma hakkı kazandım. İlk resmi maçımdan bahsetmişken o zamanlar anlamadığım fakat şu an idrak edebildiğim bir hissiyatın tutkunu olmuştum: Kazanmak... Evet çok güzel bir duygu, ilgi ve odağın sende olması şampiyon bir sporcu olmak çok güzel bir his. Fakat tutkunu olduğum şey o değildi. Tutkunu olduğum şey ilk önce temsil ettiğin millet, temsil ettiğin vatan, temsil ettiğin ailen, temsil ettiğin ve senin arkanda yanında olan insanların senin hayallerini seninle birlikte yaşaması; inandığın değerlere seninle birlikte inanması ve hedeflediğin yere ulaşıldığında seninle birlikte sevinen onlarca binlerce kişinin olması hissiyatı. Öyle bir tutkuydu ki ilelebet yanımda olacaktı .
Artık ipin ucun kaçmıştı. Bütün hayatım bu sporla birleşecek, bütün amacım bütün hayallerim bütün hedeflerim bu spor üzerine olacaktı. Fakat tekrar Malatya’ya dönmek zorundayız. Size orada kazandığım 2. madalyadan bahsedeceğim.
Türkiye Şampiyonası bir sporcu için çok önemli bir organizasyondur. Oradaki heyecan, duygular ve hedef özellikle benim yaşımdaki bir sporcu için çok karmaşık ve bir o kadar da etkilidir.
İlk Türkiye Şampiyonamda birbirinden zorlu 6 maç yaparak 3.lük elde ettim.
Hocalarımın arkadaşlarımın etrafımdaki insanların bana olan bakış açıları değişmişti. Artık başarılı bir sporcuydum. Herkes ona göre davranıyor ve bu başarının burda kalmaması için çaba gösteriyordu. Günler, aylar, yıllar geçtikçe hedefim büyüyor başarıya doyumsuz hale geliyordum. İstanbul Zeytinburnu’nda bulunan mütevazi bir tekvando salonunda hedefleri kendisinden büyük olan bir çocuk yetişiyordu. Bu süreçte o kadar güzel dostluklar o kadar güzel insanlar tanıdım ki spor bana sadece sağlık sadece statü sadece başarı kazandırmıyordu. Spor bana hayat kazandırıyordu. Böylece devam ettim. 2012 yılında hayalini kurduğum Dünya Şampiyonasına katılmak için başta Türkiye Şampiyonu olup sonrasında Almanya’da düzenlenen turnuvada madalya kazanmam gerekiyordu. Ben bu zorlu virajların ikisinde de şampiyonluk elde ettim. Hayalini kurduğum şeylere erişmem o kadar güzel bir duygu ki... Artık Dünya Şampiyonasına katılmayı garantilemiş Almanya’dan İstanbul’a dönüyorum. Bütün ailem, hocalarım, abilerim, tüm çevrem bayraklarla havalimanında beni karşılıyor. O kadar mutlu, o kadar gururluydum ki onlara bu sevinci yaşattığım için Allah’a binlerce kez şükür ettim.
Hedefleriniz doğrultusunda zorluk çekmekten korkmayın,; hedefleriniz doğrultusunda karar almaktan korkmayın. Başarı hiç bir zaman oturduğunuz yerde sizi bulmayacaktır. Size bahşedilen yeteneği bulun ve bunu geliştirmek için elinizden geleni yapın. Bu süreçte kaybedebilirsiniz, kaybetmekten korkmayın. Kazandıklarınıza odaklanın, kazanacaklarınıza odaklanın.
“Ya kardeşim tamam sporcusun, bu işte yeteneklisin ama okulda çok önemli.” diyen abilerim, ablalarım merak etmeyin okulu bırakmadım bu süreçte okuluma gerekli önemi veremedim fakat hiç okula uğramayan bir öğrenci de değildim. Sporda kazandığım başarı liseyi İstanbul’da bulunan prestijli bir spor lisesinde okumamı sağladı. Bu süreçte madalya kazanmaya devam ettim ve milli sporcu olduğum için lise bittikten sonra üniversiteye milli sporcu statüsünde girmeye hak kazandım.
Benim için yeni bir hayatın adımı üniversiteyi kazandıktan sonra başladı. Ordu Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu’nu kazandım. Şu an son sınıf spor yöneticiliği bölümü okuyorum.
Üniversiteyi kazandıktan sonra ki hayallerim tam anlamıyla şöyleydi: başka bir şehire gideceğim, milli sporcu olduğumdan dolayı devletten millilik bursu alacağım, aileme yük olmayacağım, branşımda kendimi geliştirmeye devam edeceğim. Fakat hiç bir şey planlandığım gibi gitmedi. Okula kayıt yaptıracağım sene yeni bir yasanın gelmesi ile millilik bursuna başvuran öğrencilerin okula kayıt yaptırmadan son 1 yıl önce milli sporcu olmaları gerekmekteydi. Bu sebepten dolayı işler planladığım gibi gitmiyor ve alışık olmadığım bir hayatın içine doğru sürükleniyordum.
Aileme yük olmamam gerektiğini düşünüp iş aramaya başladım hiç bir şey istediğim gibi gitmiyordu. Şehire yabancı oluşum, etrafımda tanıdığım insanların olmaması kendimi yalnız hissetmeme neden oluyor; psikolojik olarak kötü hissediyor ve işler içinden çıkılamaz bir hal alıyordu. Unutmayın Allah’ın herkes için bir planı var.
Ordu - Giresun Havalimanı’nda bir araç kiralama şirketinde işe girdim. Çalışıyorum, çalışmaktan gocunmuyorum fakat hayallerimden hedeflerimden gün geçtikçe uzaklaşıyordum. Hem çalışıp hem antrenman yapmak bir süre sonra zor gelmeye başladı artık spordan uzaklaşıyordum istediğim bir durum değil ama hayat şartları beni bu tarafa doğru sürüklüyordu. 1 yıl boyunca spordan uzak kaldım. Takkemi önüme koyup düşünmek zorundaydım. Henüz hedeflediğim yere gelemedim, henüz hayallerimi yaşayamadım. Bir şeyler yapmam gerekiyordu. İşe giderken her gün tekvandoyu düşünüyor, her anımda yapamadığım şeyler için hayıflanıyor ve bir şeyler yapmam gerektiğini düşünüyordum. Allah’ın herkes için bir planı vardır.
Bir yıl sonunda artık bir karar vermem gerekiyordu: ya hedeflediğim şeyler için adım atacak hayatımı buna adayacaktım ya da bu sevdadan vazgeçip kendime başka bir yol bulacaktım.
Bir karar verdim Allah’ın bana verdiği bu yeteneği hayatımın sonuna kadar geliştirip hedeflediğim yerlere gelmek için fedakarlık yapacaktım. Zorluk çekecektim, bedel ödeyecektim.
Allah’ın herkes için bir planı vardır dedim ya hedeflediğim yola çıktım. Ulaşmak için her şeyi yapıyorum. Bu sporu seviyordum. Bu benim alın yazım. Belki hedeflediğim yere gelemeyeceğim ama ileride denemedim demeyeceğim, yapmadım demeyeceğim. Dedim ya Allah’ın herkes için bir planı vardır. Ben bu planı gerçekleştirmek için her şeyi yapmaya hazırım. Etrafımda bu yolda benimle yürüyecek gerçek kardeşlerim ailelerim var. Benim hedeflerime inanan bunun gerçekleşmesi için benimle birlikte bu yolda yürüyen samimi insanlar var.
Hayallerinizden vazgeçmeyin, çünkü Allah’ın herkes için bir planı var.
Hiç yorum yok