Dedemler

Dedemler
Okuma Süresi:2 Dakika, 22 Saniye

İnsan bir kere yazmaya başlayınca durmak istemezmiş. Üç yazı ile başladım ve bugün dördüncü yazımı yazıyorum. Özlemişim… Sevgili okur; bugün sana önceki yazılarımda belirttiğim üzere dedemleri anlatacağım ama 2 ayrı yazıda. Çünkü sığmaz onlar sayfalara. Başlayalım:

ABDULLAH GENÇ: 1930 doğumludur. Zamanın adıyla Trabzon/MAÇKA ilçesinin SOLDOY Köyünde dünya gelmiştir. Belki zor yıllarda, çileli hayat içinde ama sağlam bir ailede büyümüştür. Ve genç yaşta mertliği, hoşgörüsü ve adaleti ile köyün sevilen ve güvenilen insanı olmuştur. Ve gün gelmiş mert bir Karadeniz kızıyla evlenmiş (babaannem) ve dünyalar güzeli 4 kızı 3 erkek çocuk ve torunlar sahibi olmuş. Ama bir gün o da hayat mücadelesinde İstanbul yolunu tutmuş. Evlatlarını helal lokma ile büyütmüş, evlendirmiş. İş güç sahibi yapmış. Türkiye’nin o zorlu yıllarında bile namerde muhtaç olmadan helal lokma ile ailesini geçindirmiş ve sağlam bir aile kurmuş. Mazlumu ezmemiş ve ezdirmemiş. Komşusuna sahip çıkmış, insanını sevmiş ve kollamış. Kardeşlerini, akrabalarını hep tutmuş. İyi günde değil kötü günde hep ilk o görünmüş yanı başlarında. Korkmamış hiç. Bir kavgada ki eğer sevdiği ve ailesinden biri ise mevzu 65 yaşına rağmen elinde sopa ve kollar arkada bağlı sessizce inermiş aşağıya ki ev halkı onu sokakta görürmüş bir anda. Anlayamaz kavrayamazlarmış bu durumu. Torunlarını çok sevmiş dedem.

Ama karşılığını almış dedem. Benim insanım dediği herkes, yardım ettiği herkes, kayınpederim ve kayınvalidem bile (bir tevafuku var) sevmişler ve hep dua etmişler. Semtin insanlarının, mahallemizin çocuklarından, ağabeylerimizin dilinden Abdullah Amca eksik olmazmış. Koltukçu dükkânının önündeki koltuğunda gözler onu ararmış. Torunu hep onu ararmış annemi babamı kızdırayım da gideyim arkasına saklanayım. Evlatları o koltukta oturur onun gibi gelen geçen tanıdık herkese selam verirmiş. Çünkü babadan mirasmış.

Ecel vakti yaklaştığında hissetmiş adeta dedem. Çıkmış semtiâlâ Zeytinburnu sokaklarına. Sessizce dolaşmış. Her bir insanını, akraba, komşu arkadaş tek tek ziyaret etmiş hepsini. Vedalaşmış insanlarıyla dedem. 23 Nisan 1999 gecesi belki zor belki çileli ama helal bir ömür ile emaneti Hak Teâlâya teslim etmiş. Geride bıraktığı emaneti şu olmuş:

Sağlam, güçlü bir aile. Tevazu ile yaşayan, adaleti hakkaniyeti gözeten güçlü bir Karadeniz ailesi. Arkasından bugün bile dua eden akrabaları, komşuları, onların çocukları ve ailesi de babalarının bu mirasına bugün bile sahip çıkmakta.

Velhasıl daha fazla gözyaşı akıtmadan Yazardan dedesine notunu bitirelim: Dedem; çocukluğumda anneannem bana hep Abdi der idi ve ben çok kızardım. Anlamazdım ki niye bana diyor bunu. Ama büyüdükçe anladım. Çünkü ben sendim ve sana benziyordum. Bugün bile herkes beni sana benzetiyor ve ben mutlu oluyorum.  İyi ki çocukluğum sana denk gelmiş. Senin gibi içleniyor, senin gibi gülüyorum. Unutmuyorum seni. Senden bana kalan anılarını, ameliyat olduğunda koltukta yatışını, torunun İlkimi kucağına alıp dükkânın önünde oturuşunu, Samsunspor’un Avrupa maçında pilavı unutup yanına inip ve sonrasında annemin hışmından korkup arkana saklanmamı; ilk torunun Murat ağabeyim kavga ettiğinde bir anda elleri arkada balkondan aşağıda seni gördüğümde olan şaşkınlığımı. Doğumumda baş ucuma bıraktığın mirasın bana emanet ve ben gidene dek bende kalacak dedem. ÖZLEDİM…

MEKÂNIN CENNET OLSUN DEDEM…

Yazar Hakkında

Hakan Genç

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %
İstiklal Marşımızın Kabulü Önceki içerik İstiklal Marşımızın Kabulü – 12 Mart 1921
18 Mart Sonun Başlangıcı Sonraki içerik 18 Mart: Sonun Başlangıcı

Average Rating

5 Star
0%
4 Star
0%
3 Star
0%
2 Star
0%
1 Star
0%

Bir Cevap Yazın

Sosyal Medya Hesaplarımız