X Sayfa
X Sayfa
X Sayfa

Gemileri Karadan Yürüten İlk Türk

Gemileri Karadan Yürüten İlk Türk

  İstanbul’un fethinden 116 sene evvel Aydınoğlu Umur Bey tarafından; gemilerin Atina Körfezi ile İnebahtı Körfezi arasında 10 km kadar bir mesafede karadan yürütüldüğü kayıtlara geçti. Gemilerin tarihte ilk defa karadan yürütülmesi hadisesinin kahramanı olan Aydınoğlu Umur Bey, Aydınoğulları Beyliği’nin ikinci ve en ünlü beyidir. Denizci olarak büyük şöhret kazanmış bir Türk askeri ve devlet adamı olarak biliniyor. 1334 yılında beyliğin başına geçmesinin ardından 1335’te Alaşehir’i aldı. 1336’da Bizans İmparatoru III. Andronikos Palailogos’un Midilli ve Foça’daki asi Cenevizliler üzerine donanma ile yaptığı harekatta Saruhan donanmasıyla beraber Umur Bey de imparatora yardım etti. Bu sefer esnasında VI. Yannis Kanta Kuzenos ile tanışıp dost oldu. İmparatorun Ceneviz seferindeki yardımına karşılık Umur Bey’e Sakız adası verildi; O da Alaşehir’de vergi almaktan vazgeçti;böylece Bizans ile dostluk ilişkileri devam etti. Umur Bey, 1337’deki Arnavut isyanının bastırılmasında da Bizans’a yardım etti. Umur Bey, 1338’de Epir harekatında İnebahtı Körfezine geçebilmek için Mora Yarımadasını dolaşmak yerine, yarımadayı anakaraya bağlayan Korint Berzahını geçti ve gemileri buradan 10 km kadar karadan yürüterek İnebahtı Körfezine indirdi. Dönüşte de yine aynı şekilde gemileri karatan yürütüp İzmir’e ulaştı.

1341’de İmparator Andronikos’un ölümü üzerine tahta oğlu Yannis oturdu. Umur Bey’in dostu Kanta Kuzenos ise çocuk imparatora vasi tayin edilmişti. Çok geçmeden imparatorlukta taht mücadeleleri başladı ve Dimetoka’da  kendisini imparator ilan eden Kanta Kuzenos, Umur Bey’den yardım istedi. 1342 yılında donanması ve ordusu ile Meriç Nehri ağzına gelen Umur Bey, mevsim şartları yüzünden İzmir’e geri dönmek zorunda kaldı. Ertesi yıl yeniden Trakya sahillerine geldi; Selanik ve Trakya taraflarını yağmaladı. Ancak kesin bir sonuç elde edemeden geri döndü.

  Doğu Akdeniz adalarındaki Latinler, Umur Bey’in bu derece güçlenmesinden korkarak Papa VI. Clement’i bir Haçlı Seferi düzenlemeye davet ettiler. Öte yandan Bizans’ın çocuk imparatorunun annesi olan Savoylu Anna, Umur Bey’in yenilmesi halinde Ortodoks ve Latin kiliselerini vaad etti. Böylece 1344 yılında Papalık, Venedik, Ceneviz, Kıbrıs, Rodos Şövalyeleri gemilerinden oluşan bir Haçlı donanması İzmir’i kuşattı. Umur Bey, bu güç karşısında yenilerek İzmir’in sahil kesimini kaybetti; Türk donanması yakıldı. Yukarı İzmir’e çekilen Umur Bey, Latinlere mütareke teklif etti ve mücadele geçici bir süre durdu. Donanması yandıktan sonra ganimet elde etmek ve Dimetoka’da zor durumda olan Kanta Kuzen’e yardım etmek için karayoluyla Rumeli’ye geçmeyi deneyen Umur Bey, Saruhan Beyliği topraklarından geçmek için Saruhan Bey’den izin aldı. 1345 yılında Çanakkale Boğazı’ndan Rumeli’ye geçti. Bazı savaşlar yaptı ve Kanta Kuzen ile beraber İstanbul üzerine yürüdü ancak bir sonuç alamadı. Beraberinde gelen Saruhanoğlu Süleyman Bey’in hummadan ölmesi üzerine Yukarı İzmir’e geri dönmek zorunda kaldı. Kanta Kuzen’e Osmanlı Devleti hükümdarı Orhan Bey ile anlaşmasını tavsiye etti. Döndükten sonra İzmir sahiline saldırılar yapan Umur Bey, Ayasoluk’ta Türk donanmasını yeniden faaliyete geçirdi. Rodos Şövalyeleri bazı imtiyazlar elde etmek şartıyla Sahil İzmir’i, Aydınoğullarını terketmek üzere bir anlaşmaya vardılar. Ancak Papa bu anlaşmayı kabul etmeyince Umur Bey 1348’de İzmir sahilindeki kaleyi kuşattı. Umur Bey, İzmir kuşatması sırasında kale surlarına tırmanırken atılan oklar ile hayatını kaybetti.  

Bunları da okumak isteyebilirsiniz

Hiç yorum yok

Yorum Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir